Çorum’a Barış Anıtı Dikilsin” Talebi 45 yıl sonra yeniden yükseldi

1980 yılında Çorum’da yaşanan ve resmi kayıtlara göre 57 kişinin hayatını kaybettiği, yüzlerce kişinin yaralandığı kanlı olaylar, 45. yılında düzenlenen yürüyüş ve basın açıklamasıyla anıldı. Çorum Emek ve Demokrasi Platformu öncülüğünde gerçekleşen anma etkinliğinde, “Çorum Katliamı bir insanlık suçudur, tüm dosyalar birleştirilerek yeniden açılsın” çağrısı yapılırken, şehrin merkezine Barış Anıtı dikilmesi talebi bir kez daha gündeme taşındı.

Çorum Emek ve Demokrasi Platformu tarafından organize edilen yürüyüşe Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu, Alevi Bektaşi Federasyonu, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Merkezi, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Avrupa Çorumlular Derneği, CHP, DEM Parti, EMEP, SOL Parti, Eğitim-Sen ve köy denekleri de destek verdi.

“29 Mayıs-4 Temmuz 1980 unutmadık, unutturmayacağız” yazılı bir pankartın açıldığı yürüyüş, Hacı Bektaş Veli Vakfı Çorum Şubesi’nde toplanılmasının ardından başladı. Bahabey Caddesi ve Gazi Caddesi boyunca sloganlar eşliğinde basın açıklamasının yapılacağı Kadeş Barış Meydanı’na yürüyen kitle sık sık, “Faşizme karşı omuz omuza, “Çorum’u unutma unutturma”, “Gün gelecek devran dönecek, katiller halka hesap verecek”, “Hak-hukuk-adalet” sloganlarını attı.

Olaylarda hayatını kaybedenlerin yakınlarının yanısıra CHP Çorum Milletvekili Mehmet Tahtasız, CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, HDP 27. Dönem İstanbul Milletvekili Zeynel Özen’in de katıldığı anma eyleminde 45 yıl önce hayatını kaybedenler için bir dakikalık saygı duruşu yapıldı. Daha sonra Dede Şahin Polat tarafından çerağ yakılmasının ardından semah dönüldü.

Çorum Emek ve Demokrasi Platformu adına bir konuşma yapan Av. Ahmet Özdel, 1980 yılında yaşananların resmi belgelerle sabit bir plan dâhilinde gerçekleştirildiğini belirterek, 12 Eylül askeri darbesine ilişkin açılan davanın iddianamesinde bu durumun açıkça ifade edildiğini hatırlattı.

Daha önce yapılan anmalarda olayın birebir tanığı olan gazetecilerden Saygı Öztürk’ün de bunları anlattığını, dönemin Cumhuriyet Başsavcısı’nın Çorum'da yaptığı konuşmada bu iddiaların tamamını doğruladığını kaydeden Özdel, “Dönemin savcısı, polisin, askerin bizzat olayların içinde olduğunu belirtmiştir. Bu nedenle Çorum'da yaşananlar, aynı mahallede yaşayan farklı mezhep ve düşüncedeki insanların birbirine karşı eylemi değildir, yaşanan resmi güçlerin belli odakları ve grupları sistemli olarak kullanmasından kaynaklanmıştır.

Bu nedenle Çorum Katliamı insanlığa karşı suçtur, tüm dosyalar birleştirilerek yeniden açılsın. ‘Alaattin Camii’ne bomba attılar’ yalanını ortaya atanlar tespit edilsin. TRT’de bunu saatlerce yayınlayanlar ortaya çıkarılsın. İkinci temel talebimiz şudur; bu topraklarda kadim bir kültürün mirasını taşıyoruz. Eski milletvekili Adnan Türkoğlu’nun dediği gibi şehir meydanına Barış Anıtı dikilsin ve bundan sonraki nesiller geçmişini unutmadan, barışa ve kardeşliğe sahip çıksın” dedi.

Alevi kurumları adına konuşan Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez ise, devletin katliamla yüzleşmesini, katliamın gerçek faillerini ortaya çıkarmasını ve geç de olsa adaletin yerini bulmasını beklediklerini söyledi.

Sivas’tan Çorum’a geldiklerini ve Çorum’dan sonra da Maraş’a gideceklerini kaydeden Geçmez, “Biz kimsenin düşmanı değiliz. Olsa olsa insanları birbirine düşman edenlerin düşmanı oluruz. Lakin, barış ve adalet talebimizin de biran önce yerine getirilmesini talep ediyoruz” dedi.